Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
Yazının İcadı |
|
Harfler bir ülkeden öteki ülkeye,bir ulustan öteki ulusa geçerken bir başka gezi daha yapıyor. Taşların üzerinde papirüse, papirüsten mumlu levhalara, mumlu levhalardan parşömene ve parşömenden de kağıda geçiyorlardı. Kumlu toprağa ekilen bir ağaç, killi ve bataklık bir alana ekilen ağaçtan nasıl değişik şekilde büyürse; harfler de taştan kağıda geçen süreçte öylece görünüşlerini ve biçimlerini değiştirdiler. Taş üstünde dik ve dümdüz yükseliyor, kağıdın üzerinde yuvarlaklaşıyordu. Balmumu üzerinde de yıldız biçiminde kıvrıldılar. Balçık üstünde çivileştiler, yıldız iğne biçimi aldılar. Hele kağıt ve parşömen üzerinde sürekli kıllık ve biçim değiştirdiler.
Yazı yazmak için çok çeşitli araçlar kullanılmıştır. Hiç elimizden düşürmediğimiz kağıt kalem dünün icadıdır. Biraz daha öncelere, ilk insanların resimlerden yazının henüz doğmakta olduğu çağlara dönersek o zaman yazı yazmanın inanılmayacak kadar zor olduğu görülür. Çünkü o günlerde bu iş için gereken araçlar yoktu. Herkes, ne ile neyin üzerinde nasıl yazacağını kendisi düşünüp bulmak zorundaydı.
O dönemin araçları arasında taş,koyunun kürek kemiği, balçık yaprağı,çanak çömlek parçaları,yırtıcı hayvan derileri ve ağaç kabukları gibi şeyler hep bu dönemde kullanılıyordu. Bütün bunların üzerine sivriltilmiş bir kemikle ya da çakmak taşıyla kaba bir resim çiziktirmek mümkündü.
İslam Peygamberi Hz. Muhammed, kutsal kitap Kuran-ı Kerim’i koyunları kürek kemiği üzerine yazdırmıştı.Eski Yunanlılar, halk toplantılarında oylarını şimdi yapıldığı gibi kağıt üzerine değil de, çanak çömlek (ostrakon) lar üzerine yazarak verirlerdi.
Papirüs bulunduktan sonra bile birçok yazarlar, yoksulluk yüzünden yazılarını çamak çömlek parçaları üzerine yazmak zorunda kalmışlardı. Eski yunan bilginlerinden birinin kitap yazmak için evindeki bütün çanak çömleği kırdığını anlatırlar. Görevle Mısır’da bulunan eski Romalı asker ve memurlar; bir aralar, papirüs yetersizliğinden hesap pusulalarını çanak çömlek parçaları üzerine yazmışlardır.
Ama palmiye yaprakları ile ağaç kabukları yazı yazmaya çok daha uygundu. Papirüs bulunmadan çok önce bunların üzerine iğne ile yazı yazılmaktaydı. Hindistan’da ,bir çok kitap palmiye yaprakları üzerine yazılmıştı. Yaprakların kenarları bir ölçüde kesildikten sonra iplikle dikiliyordu.Bu kitabın kenarları altınla yaldızlanır ya da renk renk boyanırdı. Böylece çok güzel bir kitap meydana gelmiş olurdu.Ormanca zengin olan ülkelerde kayın ve ıhlamur ağacı kabuklarından yapılmış yapraklar üzerine yazı yazılırdı.
Bununla birlikte çok eski çağlardan itibaren bir yazı yazma yöntemi vardır; onu bügün de kullanmaktayız. Bu taş üzerine yazı yazmadır.
Taştan kitap, kitapların en uzun yaşamlısıdır. Bunda 4000 yıl önce, eski Mısır mezar tapınaklarının duvarlarına yazılmış olan upuzun hikayeler günümüze kadar gelmiştir.
Kalemi Kim İcat Etti? |
|
İnsanların düşüncelerini , hislerini, alışveriş listelerini kaydedip, aktardıkları yazı aletlerinin tarihçesi, aynı zamanda medeniyetin de tarihçesidir. Böylelikle atalarımızı ve onların yaşamlarını öğrenebildik.
Hayvanları öldürmekte ve deri yüzmekte kullanılan elle yontulmuş taş ilk yazma aracına uyarlandı. Milattan önce 24 000 yıllarında, mağara adamı yaşadığı mağaranın duvarlarına taş ile resimler çizmeye başladı. Resimler, av zaferleri ya da mahsuller gibi günlük yaşamlarıyla ilgiliydi. Güneybatı Afrika Namibya’da bulunan Apollo bölgesindeki duvarların tarihteki en eski kaya resimleri olduğuna inanılmaktadır.Kağıttan önce insanlar kil yada balmumu üzerine yazmak için metal çubuk veya kemik gibi keskin objeler kullanıyorlardı.
6000 yıl kadar önce, milattan önce 4000 yıllarında, Mısırlılar papirüs adı verilen kağıt benzeri ilk maddeyi icat ettiler. Papirüs ezilip ince ve dayanıklı bir yüzey haline getirilmiş kamışlardan yapılmıştı. İngilizce paper kelimesi aslında ’papirüs’ kelimesinden gelmektedir. Eski Yunanlılarında aynı amaçla hayvan derisinden yapılmış bir tür parşömen kullandıkları bilinir. Parşömen yada papirüse yazmak için bir şeylere ihtiyaç vardı. Kemikler ve metal sopalar papirüs üzerinde uzun süre kullanılamıyordu. Böylelikle Mısırlılar papirüs için mükemmel bir kamış kalem yarattılar. Bunlar çoğunlukla içi oyuk, boru şeklinde bambu denilen bataklık sazlarıydı. Böylelikle, Eski Mısırlılar bambu çubuklarını bugünkü kalemin ilkel formuna dönüştürdüler. Bir ucunu keserek kalem ucu şeklini verdiler. Sıvıya batırarak yada çubuğu mürekkeple doldurarak kamışın ucuna sıvı akışını sağladılar.
Tarihte uzun süre kullanılan diğer bir yazma aracı da tüy kalemdir. 1300 yıl önce Milattan sonra 700’lerde ortaya çıkmıştır ve kuş tüyünden yapılmış bir kalemdir. İlkbaharda kuşların sol kanatlarından en dıştaki 5 tüy kopartılır. Sol kanadın seçilme nedeni tüylerin dışa doğru kavis yapması ve sağ elle yazan birine süreklilik sağlamasıdır. Kaz tüyleri en yaygın kullanılanıdır, kuğu tüyleri yüksek kalitelidir ancak az bulunur ve pahalıdır. Çok iyi yazmak için karga tüyleri en iyisidir, daha sonra kartal, baykuş, atmaca ve hindi tüylerini sıralayabiliriz. Tüy kalemler sadece bir hafta kullanılıyordu ve yenilemek gerekiyordu. Kullanımlarındaki diğer dezavantajlar ise hazırlanmalarının uzun zaman almasıydı.Günlük olayların yada sanat türlerinin gelişmesi açısından yazarların daha iyi kağıt ve kaleme sahip olması gerekliliği, insanın keşif yeteneğini yazı araçlarının geliştirmeye yönlendirdi. Bu durum 19 yy. da modern kalem sektörünün gelişmesine yol açtı
Uçağı Kim İcat Etti? |
|
Motoru olan ilk uçağı Orville ve Wilbur Wright isimli iki kardeş icat etmişti.1903 yılının 17Aralığın’da Kuzey Carolina’dan kalkan bu ilk uçağın uçuşu sadece 12 saniye sürdü! Bu zamana kadar insanlar sadece planör kullanmışlardı. Planörler çok az ağırlığı olup motoru olmayan uçaklardır. Wright Kardeşler motoru olan bir uçağı uçuranların ilkiydi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|